Sanalika’nın en işlek caddesinde Cafe’si olan ve uzun yıllardır bu Cafe’yi işleten biri olarak tanınır. Gençler ile sohbet etmekten çok hoşlanır ve işi icabı devamlı onların dertlerini dinler. Faruk Abı gece gezmelerini çok sever, âlemlere akmak onun için bir yaşam şekli değil bir felsefi düşünce biçimidir.
Faruk Abi 21 Eylül 1970 Gölcük doğumludur. İzmir Ege Üniversitesi Felsefe bölümünden 1996 yılında mezun olmuştur. Kendini İzmir’e bağlayan hiçbir şey olmadığı için yine aynı yıl memleketi olan Gölcüğe dönmüştür. 1 yıllık işsizlik döneminden sonra, 1997 yılında Gölcük’te özel bir dershanede felsefe öğretmeni olarak görev yapmıştır. 2 yıl burada çalıştıktan sonra 1999 yılında meydana gelen büyük depremde çalıştığı dershane hasar gördüğü için 1 ay sonra İstanbul’a taşınmıştır.
Faruk abı ilk gençlik yıllarında İstanbul Üniversitesi Hukuk Bölümünde okuyan bir hatuna taksim’de Cafelerden birinde otururken ilk görüşte aşık olmuştur. İlk gün sadece bakmakla yetinmiş ve ne yazık ki açılamamıştır. Faruk abı takvime bakmadan o ismini bilmediği hatunu tekrar görme ümidi ile aynı Cafe’de, aynı koltukta günlerce beklemiştir. Günler günleri kovalamış ve o çok beğendiği güzeller güzeli hatun bir gün cafeden içeri çıkagelmiş. Faruk abı ne yapacağını bilemez halde ve bu durumun bir kere daha gelmeyeceğini düşünerekten direkt hatunun yanına gitmiş ve tüm hislerini ona anlatmış. Aylar geçtikten sonra Faruk abı ile bu güzel kızımız birlikte güzel bir yuva kurmuşlar. Çok mutlu, dillere destan bir hayatları varmış. Bu mutlu günler ne yazık ki çok sürmemiş. Bir gün Faruk abı uyandığında komidinin üzerinde küçük bir not görmüş. Nota bakmadan evvel hemen yatağın yanına bakmış fakat o güzeller güzeli, çok sevdiği, âşık olduğu insanın yeri bomboş ve soğukmuş. Hemen notu eline almış ve okumaya koyulmuş. Notta sadece “ zamanı geldiğinde, o gün aynı Cafe’de… sevgilim ” yazıyormuş. Faruk abı bu yazıyı okuduktan sonra artık çok yıkılmış bir şekilde hayatına devam etmiştir. Faruk Abı’nın Cafe açma fikrinin ilk çıkış noktası da ne yazık ki bu üzücü olaydır. O, bir gün o çok sevdiği kızı ilk buluştukları Cafe’ de tekrar görme ümidiyle yaşamıştı. Lakin artık o Cafe yıkılmış yerine kocaman gökdelen yapılmıştı. Faruk abı yine o Cafe’ye yakın bir yerde kendi çabalarıyla Cafe açmış ve içindeki o “romantik aşkı” hiç bitmemiştir. O günden sonra başka kişilerde aynı şeyi yaşamasınlar diye Cafe’sine gelen gençlere tek öğüdü “çok kadın hiç kadındır oğlum yalnızlıktır sonu” olmuştur.
Faruk Abı’nin en yakın arkadaşı Rock Bar’daki barmen Çetin’dir. Her ikisi de işlerinden arta kalan zamanlarda birlikte vakit geçirmeye bayılırlar. Genelde sohbet etmek için cadde 6’da ki Fatih Büfe’de takılırlar. Büfeci Fatih’inde katılımı ile bu muhabbet doruk noktasına ulaşır. En sevmediği, sinir olduğu ve hoşlanmadığı kişi ise Muhittin’dir. Yıllar önce yine Fatih Büfe’de ki bir tavla turnuvasında finale kalan Muhittin ile Faruk arasında bir tartışma çıkmış ve ogünden beri bu ikili birbirleri ile konuşmamaktadır.
Faruk abi, insanların kolaylıkla birbirleri ile tanışabileceği, sohbet edebileceği ve eğlenceli oyunlar oynayabileceği
bir yer olduğu için Sanalika’yı çok sevmekte ve bu nedenle Sanalika’da yaşamaktadır.
(Alıntı)dır.
FARUK ABİ TWİTTER
Faruk abi Twitter'a gitmek için tıklaFARUK ABİ FACEBOOK (GROUP)
Faruk abi facebook grubuna gitmek için tıkla !İyi paylaşımlar İyi günler.